Ninja Olmayı Marifetten Çıkaralım
Şu sıralar sporla birlikte beslenmeye elimden geldiğince önem vermeye çalışıyorum. Sabahları poğaça yemek veya Starbucks’tan kaç gündür bekletildiğini bilmediğim sandviç almak yerine Migros’tan sıcak bir baget ekmeği alıp, hamurunu aldırıp malzemeleri de kendim seçip ekmeğin arasına doldurtuyorum. Hem daha ucuza geliyor, hem daha doyurucu, hem de ne yediğimi nispeten daha iyi biliyorum.
Fakat geçen gün ilginç bir şey oldu. Ekmek arasını hazırlayan şarküteri bölümünde genelde iki çalışan olur. Bunlardan biri ekmeği ve malzemeleri hazırlarken, öbürü eti, peyniri dilimleme işini yapıyor. O gün hindi füme dilimi istediğimde çalışan bana şunu dedi:
“Beyefendi kusura bakmayın, sizi biraz bekleteceğim. Eti dilimleyecek arkadaş bugün gecikti.”
O bunu söyleyene kadar ben bu ikilinin farklı görevleri olduğunu bile farketmemiştim. “Ne var yani, alıyorsun şuradan hindiyi, dilimleme makinesinden şöyle bir geçiriyorsun, bunu ben bile yaparım, neden beni bekletiyorsun…” falan demedim elbet, sadece memnun oldum. Bekledim.
Herkes kendi işini güzel yapsın.